Konya Bilim Merkezi İlimge

Çağımızın Hastalığı Obezite

 Mahir Bilal Pirim
 6 dk  273

Latince “obedere” (aşırı yemek) fiilinin görülen (di’li) geçmiş zaman kipiyle çekimlenmiş hali olan “obesus” (yemek yedi) sözcüğünden türetilmiş “obez” kelimesi, obezite hastalığına yakalanmış kişiler için kullanılmaktadır. Obezite genel olarak vücuttaki yağsız kütleye nazaran yağ doku miktarının aşırı artması sonucunda meydana gelen metabolik bir hastalıktır.

Aşırı ve yanlış beslenme ile fiziksel aktivite yetersizliği obeziteye neden olan temel etmenler arasında başı çekmektedir. Bu sebeplerin yanı sıra genetik, hormonal, metabolik, nörolojik, fizyolojik, psikolojik, sosyo-kültürel ve zararlı madde kullanımı gibi faktörler de obezitenin oluşmasında etkin rol oynayan nedenler arasındadır. Son yıllarda dünya genelinde çocukluk çağı obezitesinde ciddi bir artış yaşanmaktadır. Bu artışın sadece genetik faktörlere bağlanamayacak derecede fazla olduğu göz önüne alındığında obezitenin oluşumunda çevresel faktörlerin diğer sebeplere nazaran daha önemli bir rol oynadığı kabul edilmektedir. Beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite düzeyi, teknoloji kullanımı gibi çevresel etkenler obezitenin gelişiminde daha belirleyici olabilmektedir. Bu nedenle obezite ile mücadelede sadece genetik yatkınlık üzerine odaklanmak yerine çevresel faktörlerin de dikkate alınması gerekmektedir.

Obezitenin oluşumunda etkili faktörlerden biri olan beslenme şeklinin, yaşamın erken dönemlerinde belirlenmesi oldukça önemlidir. Yapılan araştırmalar anne sütü ile beslenen çocuklarda obezitenin daha düşük oranlarda görüldüğünü göstermektedir. Ayrıca, anne sütü verme süresi tamamlayıcı besinlerin ne zaman ve ne kadar verildiği gibi faktörlerin obezite gelişimini etkilediği belirtilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF)’in yayımladığı birtakım belgeler incelendiğinde doğum gerçekleştikten sonraki 6 ay sadece anne sütü ve sonraki 18 ay anne sütüne ilave olarak kaliteli ve uygun miktarda ek gıdalar ile toplamda en az 2 yıl çocuğun beslenme safhasına dikkat edilmelidir.

Gıda endüstrisinde bulunan hazır yemek (fast food) zincirleri de obezite oluşmasında etkin rol oynamaktadır. İşlenmiş gıdaların yağ, şeker ve tuz oranlarının normalin üstünde olması vücuttaki yağ kütlesini hızlı şekilde artırmaktadır. Günümüz yaşam koşulları bazen insanı hazır yemek endüstrisine mecbur kılmaktadır. Ancak bu endüstride bulunan çoğu firmanın üretim esnasında kâr marjı kaygısıyla sağlıksız yöntemlere başvurması obezite oranlarını dünya genelinde artırmaktadır.


Hazır yemek endüstrisi genellikle gelişmiş ülkelerde daha fazla benimsenmekte ve yaygınlaşmaktadır. Gelişmiş ülkelerde obezite oranlarının diğer ülkelere nazaran daha yüksek olması da hazır yemek sektörü ile obezitenin doğru orantılı olduğuna işaret etmektedir. Örneğin ABD, obezite oranlarında dünyada başı çeken ülkeler arasındadır. Yanı sıra Avrupa’da bulunan İngiltere, Arnavutluk, Hırvatistan, Almanya ve İzlanda gibi ülkelerde de obezite oranlarının fazla olması bu durumun göstergesi niteliğindedir.

Önceden yalnızca gelişmiş ülkelerde ulusal sorun haline gelen obezite hastalığı günümüzde batılı değerleri benimsemeye çalışan gelişmekte olan ülkelerde de gözlemlenmeye başlamıştır. Artan teknolojiyle fiziksel hareketlerin azalması, refah düzeyinin yükselmesi ve beslenme alışkanlığının değişmesi de obezite hastalığını tetikler hale gelmiştir. Obezite sorunuyla karşılaşan ülkelere Türkiye, Malta, Macaristan, Bosna Hersek, Gürcistan, Sırbistan ve Karadağ gibi ülkeler de eklenmiştir. Ayrıca gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde artan hayat temposu, çalışma saatleri ve iş yükü beraberinde gelen stres ve depresyon kişileri yeme bozukluğuna itmektedir. Bünyede aşırı yeme ihtiyacının doğması beslenme bozukluğuna, beslenme bozukluğu da çoğu zaman obeziteye neden olmaktadır.

Buna karşın Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu (SOFI) 2022 raporu, açlığın da dünya genelinde yaygınlaştığına işaret etmektedir. Bu rapora göre 2021 yılında toplam 828 milyon insan açlıktan etkilendi. Bu sayı 2020 yılında 782 milyonken 2019 yılında 678 milyondu. Aynı raporda 2,3 milyar insanın da orta ve ciddi seviyede gıda güvensizliği yaşadığı belirtilmiştir. Ayrıca beş yaşın altındaki 149 milyon çocuğun beslenmelerindeki kronik temel besin elementleri eksikliği nedeniyle büyüme ve gelişme sorunları ile karşılaşırken aynı yaş grubundaki 39 milyon çocuğun ise fazla kilolu olduğu tespit edilmiştir. Her geçen gün obezitenin artmasının yanı sıra açlığın etkilediği insan sayısının da artıyor olması gelir bakımından kişiler arası makas farkının gün geçtikçe açıldığını göstermektedir. Dünyada bulunan kaynakların adaletli dağıtımı, kaynak paylaşımı, gösterişçi tüketimin azaltılması, doyumsuzluk ve açgözlülüğün kişilerde ve toplumda son bulması için yapılacak ulusal ve uluslararası çalışmalar bu durumu önleyebilir.

Obezite hastalığı beraberinde şu hastalıklara yol açabilir: Şeker hastalığı, yüksek tansiyon, koroner arter hastalığı, kan yağlarının yükselmesi, metabolik sendrom, safra kesesi hastalıkları, bazı kanser türleri (kadınlarda safra kesesi, endometriyum, yumurtalık ve meme kanserleri; erkeklerde ise kolon ve prostat kanserleri), osteoartrit, felç, uyku apnesi, karaciğer yağlanması, astım, solunum zorluğu, gebelik komplikasyonları, aşırı kıllanma, ameliyat risklerinin artması, ruhsal sorunlar (yemek yememe veya kusarak yediği besinlerden yararlanmama, tıkınırcasına yeme, gece yeme sendromu gibi ortaya çıkabilir veya bir şeyi daha fazla yiyerek psikolojik doyum sağlamaya çalışma), toplumsal uyumsuzluklar, özellikle sık aralıklarla ağırlık kaybetme ve kazanma sonucunda deri altı yağ dokusunun fazla olması nedeniyle deri enfeksiyonları, kasıklarda ve ayaklarda mantar enfeksiyonları, kas-iskelet sistemi problemleri.

Obezite hastalarının etkili bir şekilde tedavi edilebilmesi için multidisipliner bir yaklaşım gereklidir ve bu yaklaşım hekim, diyetisyen, psikolog ve fizyoterapistten oluşan uzman bir ekip tarafından sağlanmalıdır. Obezite tedavisi için uygulanan yöntemler beş başlıkta toplanmıştır. Tıbbi beslenme yani diyet tedavisi ile kişiye doğru beslenme alışkanlığı kazandırmak ve bu alışkanlığı sürekli kılmak amaçlanır. Egzersiz tedavisi ile kişinin fiziksel aktiviteler yaparak fazla yağ kütlesini vücuttan atması amaçlanır. Davranış değişikliği tedavisi ile fazla kiloya sebep olan ve kilo vermesine yardımcı olacak eylemlere olan bakış açısının değişmesi amaçlanır. Farmakolojik tedavi ilaçlar yardımıyla kişinin obeziteden kurtulması amaçlanır. Son olarak cerrahi tedavi yönteminde ise kişi ameliyat veya operasyon geçirmektedir. Son iki yöntem başlangıç ve orta düzeyde hastalarda kullanılmaz.

#Obezite #Şişmanlık #Diyet #Sağlık
0
0
0
Kaynakça

Food and Agriculture Organization of the United Nations, “The State Of Food Security And Nutrition In The World 2022”, Erişim 25.02.2024, https://www.fao.org/3/cc0639en/online/cc0639en.html 

Şengönül, Merve – Özay Arancıoğlu, İrem – Yıldırım, Maviş Çiğdem – Ergüden, Berrak, “Obezite Ve Psikoloji”, Haliç Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2 (3), 1-12, 2019.

T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Sağlıklı Beslenme Ve Hareketli Hayat Dairesi Başkanlığı, “Obezite” Erişim 25.02.2024. https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/obezite 

World Health Organization. “Obesity And Overweight”, Erişim 25.02.2024. https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/obesity-and-overweight 

BENZER MAKALE
İnsanlar Neden Kravat Takar: Kravatın Öyküsü

İnsanlar Neden Kravat Takar: Kravatın Öyküsü

Hemen hemen her erkeğin dolabında bulunan özel günlerde ya da işe giderken tercih ettiği kravatın tarihi M.Ö....

Baharın Habercisi Adonis Miti

Baharın Habercisi Adonis Miti

Yunan mitolojisinde “Adonis Miti” olarak bilinen, doğadaki ölüm ve yenilenmeyi sembolize ettiği kabul...

Mükemmelliğin Sembolü: Yin Yang

Mükemmelliğin Sembolü: Yin Yang

Birbirine dolanan siyah ve beyaz iki yarım dairenin, her iki tarafında zıt renklerden bir nokta bulunan Yin-Yang sembolü...

Renklerin Tarihi: Mavi Rengin Arayışı

Renklerin Tarihi: Mavi Rengin Arayışı

Maviyi yaygın bir renk olarak düşünmek doğaldır. Mavi, gökyüzü ve okyanus ile ilişkilendirilir....

Duygu ve Gösterişli Güzelliğin Sanata Yansıması: Barok

Duygu ve Gösterişli Güzelliğin Sanata Yansıması: Barok

Barok kelimesi Portekizce “tam yuvarlak olmayan şekilsiz inci” anlamına gelen “barroco” kelimesinden...

Dünyanın En Küçük Ülkesi Vatikan

Dünyanın En Küçük Ülkesi Vatikan

Vatikan, 44 hektarlık bir yüz ölçümüne sahip olması nedeniyle dünyanın en küçük...

Sâmerrâ Ulu Camii ve Koni Biçimli İlginç Minaresi

Sâmerrâ Ulu Camii ve Koni Biçimli İlginç Minaresi

Samarra Ulu Camii, Irak'ın Samarra şehrinde bulunmaktadır ve Sâmerrâ 'da bulunan en önemli tarihi...

Bir Ramazan Geleneği: Hurmalar

Bir Ramazan Geleneği: Hurmalar

Hurma palmiyesi olarak bilinen büyük bir ağaçta yetişen hurma dünyanın en tatlı meyvelerinden biridir....

Antik Mısır’ın Sınırları Aşan “Ankh” Sembolü

Antik Mısır’ın Sınırları Aşan “Ankh” Sembolü

“Ankh” sembolü, “yaşamın haçı, hayatın sembolü” olarak bilinmekte ve düz bir...

İslam'ın İkinci Büyük Buluşması: Bishwa Ijtema

İslam'ın İkinci Büyük Buluşması: Bishwa Ijtema

Bishwa Bengalce "dünya", ijtema ise Arapça 'içtima' yani "toplantı" anlamına gelir. "Dünya...

ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER